‘’Mutluluğu hak eden bir insansın bence.’’ Dedim.
‘’Acılarında yanında olup seni teselli eden sevdiklerinden olabilmeyi isterdim.‘’
Şu cümlelerden sonra beynimi istila edebilecek birkaç düşünce beni darlar oldu. Dünya üzerinde ne varsa bir şeyleri hak ederdi elbette, duygular bile yeterince yaşamayı gerektirirdi. Özlem güzelce yollara bakıp gülümsemeyi gerektiriyordu, üzüntü o anda sakince durumuna acıyıp sonra unutmanı istiyordu, fazlası zarardı çünkü. Her durumda olurundan çok düşünmek hak ettiğinden fazla değer vermekle aynı anlamı taşıyordu. Hayatta öğrenmem gerekenler listesine bunu da ekledim. Diğerleri topluma karışmak ve sorumluluğu yerine getirmeye çalışmak olunca çok da absürt kaçmadı bu düşünceler, birbirleriyle fazlasıyla bağlantılı ve üçünün de bir o kadar zor olduğunu hesaba katarsak hem de.
Her şeyin bir zamanı olduğu için istediğim anda planlarımı gerçekleştireyim diyemiyorsun. Öncelikle kendi yaşına ayarlaman gerekiyor bunu. Konumuna ve yaşına göre abartmadan sevmeli mesela. Önünde uzun yıllar olacağını varsayarsak şimdiden çok fazla sevip çok fazla üzülmeye gerek var mı? Bu sevgiyi hak eden daha nice insanlar çıkacaktır karşımıza. Üstelik sevmenin de sorumluluğunu bilmeli insan, diğer işlerinin arasında onun yerini de ayarlamalı.
Her ne olursa olsun kolaya kaçmadığında işler daha yolunda gidiyor. Uzun yoldan bir bilet istiyorum şimdi. Lütfen, her durakta inip etrafa göz gezdirmeme izin verilsin. Gördüğüm her şeyin bana kattıklarını ve benden götürdüklerini fark edip yerli yerince buna üzülmek istiyorum.
Değerli kalabilmek umuduyla.
Ebru Yüce